Türkiye'nin Sağlık Forumu
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Türkiye'nin Sağlık Forumu

Tüm Sağlık Problemlerinizin Çözüm Yolları..
 
AnasayfaPortalliAramaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Prostat Kanseri

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
samet
Asistan Doktor
Asistan Doktor
samet


Erkek
Mesaj Sayısı : 66
Yaş : 39
Kayıt tarihi : 09/07/07

Prostat Kanseri Empty
MesajKonu: Prostat Kanseri   Prostat Kanseri Icon_minitimePerş. Tem. 12, 2007 3:03 pm

Prostat Kanserinin Tanısı ve Tedavisi



SİZDE PROSTAT KANSERİ OLUP OLMADIĞINI NASIL ÖĞRENEBİLİRSİNİZ?
Prostat kanserini saptamanın bir kaç yolu vardır. Bunların bazıları aşağıda belirtilmiştir.

Hastalığın Belirtileri

Bazı hastalarda hiç bir belirti olmaz. Bazılarında ise sık, güç ve ağrılı idrar yapma, idrarın damla damla yapılması, idrarda kan yada iltihap olması, ejekülasyonda kan ve ağrı gibi belirtiler olabilir. Bu yakınmalar aslında sadece prostat kanserine özgü değildir. Prostatın kanser dışındaki diğer problemleri de bunlara benzer yakınmalara neden olabilir. Emin olmak için doktorunuzun detaylı bir muayene ve inceleme yapması gerekir. Ayrıca yakınmaların şiddeti ne kansere ne de kanser dışı problemlere işaret eder.


ŞEKİL 2: Prostatın parmak ile makattan muayene (PRM) edilmesi




Parmak ile rektal muayene (PRM): Bu işlem için doktor eldiven giyerek parmağınızı rektuma (makata) yerleştirir. Parmak yardımı ile prostatın büyüklüğü, şekli ve kıvamı incelenir. Kanser parmakla muayenede set olarak hissedilir. Ancak kanserin var olduğundan emin olmak için daha başka testlerin yapılması gerekir.




ŞEKİL 3: Prostat kanserinin makattan muayene ile saptanması

PSA testi: Prostat spesifik antijen (PSA) düzeyini ölçen bir kan testidir. PSA prostat bezinde üretilen ve kanda da bulunan bir proteindir. Prostat kanseri, prostat iltihabı ve benign prostat büyümesi (BPH) durumlarında kandaki PSA düzeyi artar. PSA testi % 100 kesin değildir. Ancak prostat kanseri tanısında ve hastalığın seyrinin izlenmesinde çok önemlidir.

Transrektal ultrasonografi (TRUS): Rektumdan yerleştirilen bir prob aracılığı ile prostat bezine ses dalgaları gönderilir ve geri yansıyan ses dalgaları aracılığı ile prostatın şekli, büyüklüğü ve iç kesimlerinin detaylı görüntüsü alınır. Bazen prostat kanseri tanısında DRM ve PSA testine ek olarak TRUS’tan yararlanmak gerekebilir. Ayrıca prostat bezinden parça almak (biyopsi) gerekirse TRUS bu işlem için de yardımcı olur.

Biyopsi: Mikroskop ile incelenmek üzere prostat bezinden hücre örneklerinin alındığı cerrahi bir işlemdir. Biyopsi rektumdan prostat bezi içine uzatılan özel iğneler yardımı ile alınır. Biyopsi prostat bezi içinde kanser varlığı ve tipinin belirlenmesinde son yöntemdir.

Ailesinde prostat kanseri öyküsü bulunanlarda prostat kanseri riski daha yüksektir. Ancak, 50 yaş ve üzerindeki bütün erkeklerin risk altında olduğu unutulmamalıdır. Bu nedenle:
Elli yaş ve üzerindeki bütün erkelerin yılda bir kez parmakla rektal muayene olmaları,
Elli yaş ve üzerindeki erkeklerin PRM ye ek olarak yılda bir kez PSA testi yaptırmaları önerilir.
Eğer PRM veya PSA testinde bir şüphe varsa transrektal ultrasonografi yapılmalıdır.


ŞEKİL 3: Prostattan iğne ile biopsi alınması

Prostat kanserinin sıklıkla herhangi bir belirti vermeden geliştiğini unutmayınız. Düzenli olarak kontrolden geçmek hayat kurtarıcı olabilir.

Prostat Kanserinin Evreleri

Doktorlar prostat kanserinin yaygınlığını evrelendirme denilen bir sistem ile tanımlarlar. Sıklıkla 2 evrelendirme sistemi kullanılır
A-B-C-D Sistemi: Erken evrelerde (A ve B evreleri) prostatın az sayıda hücresi kanserlidir ve bu kanserli hücreler sadece prostat içerisinde yer alırlar. Prostat dışına çıkmamışlardır. Zamanla, kanser prostatın daha büyük kısmını işgal eder. İleri evrelerde kanser çevre dokulara (C evresi), daha sonra ise lenf bezlerine, diğer organlara ve kemiklere (D evresi) sıçrar.
TNM Sistemi: Bu sistemde, T tümör boyutunu, N lenf bezi tutulumunu, ve M ise diğer organlara sıçramayı belirler. Bu sistemle bütün olası yayılma durumları tanımlanabilir. Örneğin T3c, N1, M0; tümör prostat dışına çıkarak seminal keseciklere sıçramış (T3c), bir lenf bezinde kanser var (N1) ve diğer organlara kanser sıçramamış demektir (M0). Aslında tam olarak birbirlerine karşılık gelmese de TNM ve ABCD sistemlerindeki tanımlar birbirine benzer.

Derecelendirme

Evrelendirmeye ek olarak kanserin ne oranda tehlikeli olduğunu belirlemek için "Gleason Sistemi" kullanılır. Biyopsi ile tümörden alınan parça mikroskop altına konur ve hücrelerin normal hücre görünümünden ne oranda saptığı belirlenerek bir derece verilir. Gleason skoru 2 ile 4 arası olan tümörler normal hücrelere çok benzeyen ve yavaş büyüyen hücrelerden oluşur. 8 ile 10 arası skor verilen tümörler ise daha kötü seyirli olanlardır.

Prostat Kanserinin Tedavisi
Prostat kanserinin tedavisi kanserin evresi, nasıl seyrettiği, hastanın yaşı ve genel sağlık durumu ile değişik tedavi seçeneklerinin yan etkileri göz önünde bulundurularak belirlenir. Çok sayıda değişik tedavi seçeneği bulunduğundan, size uygulanacak tedavinin belirlenmesinde sizin, ailenizin ve doktorunuzun yukarda belirtilen temel kriterleri göz önünde bulundurarak birlikte karar vermesi en uygun yaklaşım olacaktır.
Birinci seçenek "bekleyerek gözlemektir". Prostat kanseri genellikle çok yavaş ilerleyen bir hastalıktır ve yıllarca belirti vermeyebilir. Ayrıca bu hastalık genellikle ileri yaşlarda ortaya çıktığından bir dönem bekleyerek gelişmeleri izlemek seçeneklerden birisidir. Bekleyerek gözleme ile diğer tedavi seçeneklerinin yan etki ve rahatsızlıklarından da kaçınılmış olunur. Ancak, hastalık ilerledikçe, gereken tedavilerin uygulanması kaçınılmaz olmaktadır.
Tedavi seçeneğinin belirlenmesinde en önemli kriterlerden biri prostat kanserinin evresidir. Erken evrelerde birinci amaç kanseri vücuttan tamamen çıkarmak ya da kanser hücrelerini öldürmektir. Eğer kanser ileri evrelere ulaşmış ise kanser hücreleri tamamen temizlenmeyecek ya da öldürülemeyecek kadar çoğalmış demektir. Bu durumda kanserin büyümesini yavaşlatmayı veya durdurmağı amaçlayan tedavi seçenekleri ön plana çıkar. Prostat kanseri testosteron gibi erkelik hormonlarının etkisi ile büyür. Bilindiği gibi erkeklik hormonlarının çok büyük kısmı testislerde (yumurta) üretilir. İlerlemiş prostat kanserinin tedavisi erkelik hormonlarının kanser hücrelerini beslemesini engellemek ile mümkün olabilir. Bu tedavi seçeneğine "hormonal" tedavi denir.

Erken Evrede Prostat Kanseri Nasıl Tedavi Edilir?

Erken evrelerde, kanser prostat bezi içinde sınırlı iken uygulanabilecek tedavi seçenekleri;
1. Radikal Prostatektomi: Prostatın ameliyat ile çıkartılmasıdır. Amaç prostatın çıkarılması ile vücuttan kanser hücrelerini tam olarak temizlemektir. İktidarsızlık ve idrarı kontrol etmekte güçlük gibi yan etkileri olabilir.
2. Radyasyon Tedavisi: Prostat bezi içerisindeki kanser hücrelerini öldürmeyi amaçlar. İki şekilde uygulanabilir.

a)Radyasyon ışınlarının vücut dışından prostat bezine doğrudan uygulanması ile,

b)Prostat bezi içerisine küçük radyoaktif tohumları ekerek.

Radyasyon tedavisi de iktidarsızlık, ishal, karın ağrıları, makatta rahatsızlık ve idrar yapmakta zorluklar gibi yan etkilere neden olabilir.

İlerlemiş Prostat Kanseri Nasıl Tedavi Edilir?

Çok ilerlemiş prostat kanserinde bile hiç bir belirti olmayabilir. İlerlemiş prostat kanserinin tedavisinde amaç hastalığın daha da büyümesine engel olmaktır. Kanserin büyümesinin durdurulması belirtilerin ortaya çıkmasını erteleyebilir ya da var olan belirtilerin şiddetini azaltabilir. Prostat kanserinin büyümesini ve sıçramasını engellemek için genellikle hormonal tedavi kullanılır.

1. Kısmi hormonal tedavi: Testosteronun büyük çoğunluğu testislerde üretilir. Kısmi hormonal tedavi ile testislerde testosteron üretimi durdurulur. Bu amaçla kullanılabilecek yöntemler:
a)Ösrojen: Ösrojen prostat kanseri tedavisinde de zaman zaman kullanılabilen bir kadın hormonudur. Erkekler östrojen alırsa testosteron düzeyleri düşer. Ancak östrojen kullanımının bazı ciddi yan etkileri olabileceğinden kullanımı çok yaygın değildir. Günde bir tablet östrojen almak bulantı, kusma, memelerde büyüme ve hassasiyet, kalp ve damar problemleri (vücutta fazla sıvı birikmesi, damarlarda pıhtı oluşması, inme, kalp krizi) ve cinsel isteğin azalması gibi yan etkilere neden olabilir.

b)Orşiektomi: Orşiektomi testislerin ameliyat ile alınması işlemidir. Cerrahi kastrasyon da denilir. Testosteron üreten en önemli kaynak vücuttan uzaklaştırıldığı için tümörün büyümesi yavaşlar. İktidarsızlık ve sıcak basması gibi yan etkileri olabilir. Bu ameliyatın yapılması için genellikle hastanede yatmanız ve genel anestezi (narkoz) almanız gerekmeyebilir. Ameliyattan hemen sonra evinize gidebilirsiniz.

c)Medikal kastrasyon: Testislerin testosteron üretimi ameliyat yapılmaksızın da durdurulabilir. Medikal kastrasyon testislerin testosteron üretimini durdurmakta cerrahi kastrasyon kadar etkilidir. Bu amaçla kullanılan ilaçlara LHRH analogları denir. Türkiye de bulunan ilaçlar Zoladex, Lucrin ve Decapeptyl dir. Ayda bir kez enjeksiyon ile uygulanırlar. Sıcak basması, iktidarsızlık, memede büyüme ve hassasiyet, cinsel isteğin azalması ve bulantı gibi yan etkilere neden olabilirler.

2. Komplet hormonal tedavi: Hem cerrahi kastrasyon (orşiektomi), hem de medikal kastrasyon (LHRH analogları enjeksiyonu) testis kaynaklı testosteron etkisini ortadan kaldırırlar. Ancak, vücuttaki tüm testosteron etkisini tam olarak engellemezler. Böbrek üstü bezleri de çok az oranda da olsa bir miktar testosteron etkisi gösteren hormon sentezlerler. Bu nedenle, bu hormonların etkisini ortadan kaldırmak için ek ilaçların kullanılmasına gerek vardır. Bu ilaçlara "antiandrojenler" denir. Eulexin, Casodex ve Androcur bu grup ilaçlardır. Bu ilaçlar kan dolaşımındaki testosteronun prostat hücrelerine ulaşmalarını engellerler.

Medikal veya cerrahi kastrasyonun antiandrojen ilaçlar ile kombine edilmesine komplet hormonal tedavi denir. Komplet hormonal tedavi vücuttaki erkeklik hormonu etkisini tam olarak ortadan kaldırır ve tümörün büyümesini yavaşlatır.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.marmarakampus.com
samet
Asistan Doktor
Asistan Doktor
samet


Erkek
Mesaj Sayısı : 66
Yaş : 39
Kayıt tarihi : 09/07/07

Prostat Kanseri Empty
MesajKonu: Geri: Prostat Kanseri   Prostat Kanseri Icon_minitimePerş. Tem. 12, 2007 3:09 pm

Prostat Kanseri Robotik Tedavisi HIFU
Türkiye’de ilk defa Hattat Hastanesinde gerçekleştirilen Prostat Kanseri Robotik Tedavisi HIFU, prostat kanseri tedavisinde non invaziv metodların getirdiği avantajları içeren yeni ve etkili bir seçenek oluşturuyor.

İSTANBUL - Bir oturumda etkin tedavi, gerektiğinde tekrarlanabiliyor, çok kısa hastanede yatma süresi ve düşük komplikasyon riski ile tercih ediliyor. Dünyada 119 merkezde 10900 den fazla hastada uygulanan bu tedavi, lokalize prostat kanseri hastalarından özellikle erken (evre T1-T2) de bulunan ve yaşları, genel durumları ve taşıdıkları rahatsızlıkları nedeniyle prostatektomi için uygun olmayan hastalara veya cerrahi girişime alternatif arayan hastalara öneriliyor.
Haberin devamı

Ek olarak bu tedavi yöntemi radyoterapi sonrası kanseri tekrar eden hastalarda da etkin olarak kullanılıyor.

HIFU ile Robotik Prostat Kanseri Tedavisinin Avantajları:
Etraftaki organlara hasar vermeden kanser dokusuna müdahele edilebilmesi.
Radyasyonun zararlı etkilerine maruz kalmama.
Hastanede kalma süresinin kısa olması.
Tedavi spinal anestezi altında bir oturumda sonuçlandırılması ve gerektiğinde tekrar edilebilmesi. Eksternal radyoterapi sonrası lokal nükslerin tedavisine olanak tanıması.
Tedavi herhangi bir nedenle tamamlanamazsa diğer alternatif tedavi yöntemlerine geçişe olanak tanıması.

Prostatın Görevi :
Prostat bezi erkekte mesane çıkışı hizasında üretrayı çepeçevre adeta bir kılıf gibi saran bir salgı bezidir. Büyüklüğü ve şekli kişiye ve özellikle yaşa bağlı olarak değişiklik sergileyebilir. Yerleşim olarak; Rektumun hemen önünde ve mesane çıkışında yer alır. Genellikle sanılan düşüncenin aksine, prostat bezi seksüel aktivite, libido ve ereksiyon mekanizmasıyla doğrudan ilgili değildir. Prostat bezi gerçekte ejakülasyon mekanizmasında taşıyıcı olarak rol alır, sperm hücrelerinin transferine aracılık eden seminal sıvıyı salgılayarak spermlerin nakline yardım eder.

Prostat Kanseri Hastalığının Dağılımı ve Sebepleri :
Prostat kanseri ABD’de en fazla görülen kanser türü olup, dünyada ise akciğer kanserinden sonra en sık görülen kanser türüdür.; Kuzey Amerika Avrupa ve Japonyada 41.5 milyon erkeğin prostat kanseri olduğu tahmin edilmeketedir.Rastlanma sıklığı ülkeler arasında farklılık gösterir. Singapurda 100 binde 2.3; İsviçrede 100binde 61, ABD ve ülkemizinde içinde bulunduğu bir çok Avrupa ülkesindeki oranlar ise 100 binde 30 ila 50 arasında değişmektedir. Prostat kanseri erken evrelerinde genellikle belirti ve semptomlar sergilemez. Yakınmaların ortaya çıkış şekli kanserin lokalizasyonuna büyüme hızına göre değişiklik gösterir. Prostat kanseri ilerlediğinde tipik olarak lenf nodlarına, kemiklere, akciğerlere, karaciğere, ve böreklere sıçrar ve metastaz yapar. Hastalığa ait semptomlar erken teşhis edildiği takdirde, hemen müdahele edilerek kesin tedavi olanağı sağlamak ve yaşam kalitesini artırmak mümkündür.

Prostat Kanseri Tedavi Seçenekleri :
Cerrahi (Radikal Prastotektomi) tüm prostat deferent kanallar (sperm ileten), mesane boynunun bir kısmı ve çevereleyen dokularla birlikte alınır. Lokalize evrelerde (Evre T1 & T2), radikal prostatektomi referans tedavi yöntemidir. Bu cerrahi girişim komplike bir ameliyattır ve 3-4 saatlik bir genel anestezi gerektirir.

Eksternal Radyoterapi: Bu tedavi yöntemi yüksek enerjili radyoaktif ışınların direk prostat dokusuna iletilmesinden oluşmaktadır. Radyoterapi tedavisi anestezi uygulamaqsı gerektirmez, hastalar 7 ila 8 hafta boyunca düzenli olarak işlemin uygulandığı merkezlere giderek (haftanın 5 günü) tedavi olurlar.

HIFU : Transrectal High Intensity Focused Ultrasound (Ablatherm)
ABLATHERM bilgisayar kontrollü olarak, yüksek yoğunluklu ve odaklanabilen ultrason enerjisi (HIFU) üreten, lokalize prostat kanseri tedavisinde kullanılmak üzere tasarlanmış tbbi bir cihazdır. Enerji endorektal bir prob vasıtasıyla iletilir. Ultrason dalgaları rektal duvarı aşarak prostat dokusu üzerine odaklanırlar. Bu odaklanma işlemi sadece odak noktasında ısı artışına sebep olarak çevre doku ve organlara zarar vermeden yalnızca hedef bölgede dokuda tahribat oluşturur. Tedavi toplam (1 ila 3 saat sürer) ve spinal anestezi altında yapılır.

Brakiterapi : Bu teknikte 50 - 150 radyoaktif çekirdek 20 - 40 iğne yardımı ile perine üzerinden doğrudan prostat dokusuna implante edilir. Genellikle genel anestezi altında uygulanır. (2 ila 3 saat sürer). Seed implant işlemi gerçekleştirilen hastanın operasyondan sonra iki ay süresince hamilelere ve çocuklara yaklaşması sakıncalıdır.

Cryoterapi tedavisinde prostat dokusu ultrason kılavuzluğunda donma dercesi takip edilerek kontrollü bir şekilde dondurulur. Prosedür anestezi altında uygulanır ve en az bir gece hastanede yatmayı gerektirir.

Bu tedavi seçeneği prostat kanseri tedavisinde non invaziv metodların getirdiği avantajları içeren yeni ve etkili bir seçenek oluşturmaktradır. Bir oturumda etkin tedavi, gerektiğinde tekrarlanabilir, çok kısa hastanede yatma süresi ve düşük komplikasyon riski.

HIFU Robotik Prostat Kanseri Tedavisi:
HIFU ile tedavide lokalize prostat kanseri hastalarından özellikle (evre T1-T2) de bulunan ve yaşları, genel durumları ve taşıdıkları rahatsızlıkları nedeniyle prostatektomi için uygun olmayan hastalara veya Cerrahi girişime alternatif arayan hastalara önerilmektedir. Ek olarak , bu tedavi yöntemi eksternal radyoterapi sonrası nüks sergileyen hastalarda da sağaltım tedavisi olarak kullanılabilmektedir. Tedavi genellikle spinal anestezi altında transrektal olarak uygulanmaktadır, Rektuma özel bir prob yerleştirilmektedir. Bu prob bilgisayar kontrollü belli noktalara odaklanabilen yüksek güçlü ultrason dalgaları yaymaktadır. Ultrason dalgalarının odaklandığı noktada (focal point) dalgaların ani ve güçlü emilimi sonucu bölgede anlık bir ısı artışı olur (85 ila 100°C) bu şekilde hedef bölgedeki hücreler tahrip olurlar.

Hedef bölgeye yapılan her atışla oval şekilli 22 mm uzunluğunda ve 2 mm. çapında bir alanda tahribat yapılır. Atışların tekrarlanması ve , odak noktasının her atış arasında değişitirlmesi sonucu tüm tümörü içeren bölgenin tahribi mümkün olmaktadır.

Tedavi Sonrası Sonuçlar: Günümüzde birçok hastane Ablatherm HIFU ile yapılmış beş ila yedi yıllık klinik sonuçlara sahiptir .Bu tedavi ilk defa Prostat kanserli ilk hasta Avrupada 1993 Şubatında ve ABD’de Haziran 1999 yılında HIFU ile tedavi edilmiştir. Kasım 2006 itibarı ile 119 merkezde 10900 den fazla hasta bu yöntemden faydalanmıştır. Avrupada yapılan çalışmalardan elde edilen sonuçlar lokalilize prostat kanseri hastalarının % 92’sinde Ablatherm-HIFU tedavisinden sonra negatif biopsi sonucu ve stabil PSA düzeyleri elde edildiğini göstermektedir. Konu hakkında birçok çalışma yayınlanmıştır. Bu tedavi şeklinin cerrahi girişim gerektirmemesine rağmen, hala HIFU tedavisi ile alakalı çok düşükte olsa bir takım riskler vardır(birçoğu geçicidir). Tedaviden hemen sonra üriner retansiyon (birkaç günlük sonda kullanımını gerektirir), idrara sıkışma, stress inkontinans, üriner enfeksiyon ve azalmış seksüel fonksiyon.

Spinal veya genel anestezi tedavi sürecinde ağrıyı baskılar. Ancak tedavi sonra çok azda olsa geçici olarak birtakım ağrılar hissedilebilir.

HIFU prostat kanseri tedavisinde günümüzde tedavi sonrası yaşam kalitesini en az etkileyen yöntemlerden biridir . Düşük komplikasyon oranı ve riski ayrıca çok kısa iyileşme süreci birçok vakada tedaviden çok kısa süre sonra (genellikle 2 veya 3 gün) normal aktivitelere dönme olanağı tanır. Tedaviden sonra bir süre sonda taşımanız gerekecektir. Buna ek olarak doktorunuz tarafından size anlatılan tüm normal aktivitelerinizi sürdürebilirsiniz . Olağan takip; tedaviden sonraki ilk yıl boyunca üç aylık aralıklarla daha sonra 6 aylık araıklarla PSA kann düzeyi ölçümlerini içermektedir. Tedavi sonrası 3 ila 6 ay sonra kontrol biopsisi alınır.

HIFU Robotik Prostat Kanseri Tedavisi
Amacı ve Avantajları
HIFU ile Lokalize prostate kanseri tedavisinin bazı avantajları şunlardır:
Etraftaki organlara hasar vermeden kanser dokusuna müdahele edilebilmesi.
Radyasyonun zararlı etkilerine maruz kalmama.
Hastanede kalma süresinin kısa olması.
Tedavi spinal anestezi altında bir oturumda sonuçlandırılması ve gerektiğinde tekrar edilebilmesi.
Tedavi herhangi bir nedenle tamamlanamazsa diğer alternatif tedavi yöntemlerine geçişe olanak tanıması.
Eksternal radyoterapi sonrası lokal nükslerin tedavisine olanak tanıması.

http://www.ntvmsnbc.com/news/406794.asp
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.marmarakampus.com
 
Prostat Kanseri
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Türkiye'nin Sağlık Forumu :: Sağlık Problemleri :: Kanser: Prostat-
Buraya geçin: